9 Temmuz 2014 Çarşamba

Bonzai Büyük Bir Tehdit!

Bonzai Büyük Bir Tehdit


Bonzaiyle ilgili bilinmezlikler, nasıl ortaya çıktığıyla ve içinde ne olduğuyla başlıyor. Bonzai, aslında bir tür laboratuvar kazası. ABD’de, yaklaşık 29 yıl önce, “İnsanlara esrar vermeden, esrarın etkilerini taklit edecek tamamen sentetik bir madde, bir molekül üretebilir miyiz acaba” merakıyla başlamış. Hayvanlar üzerinde test edilmiş. Hedef, esrarın sakinleştirici, uyutucu, iştah açıcı etkilerini ‘taklit edecek’ sentetik bir madde, bir ‘ilaç’ üretmek. Ama formül başka ellere geçince, sonuç bonzai. Psikiyatrist Dr. İlker Küçükparlak yanıtladı.

“Bonzai esrarın etken maddesi olan THC’nin laboratuvarda üretilmiş, sentetik hali. 20 kadar ayrı türevi var. Bu kadar fazla türevi olması bonzainin etkilerinin de değişken olmasına neden oluyor. Her parti üründe farklı etki olabiliyor” diyorsunuz. Yani, asıl mesele içine fare zehiri, tarım ilacı falan katılması değil, bonzai sentetik esrar ve en az 20 değişik türü var öyle mi?
Evet, bonzai aslında laboratuvarda bilimsel çalışma amacıyla, esrarın beyindeki etkilerini incelemek için, hayvan deneylerinde kullanmak üzere üretilmiş bir molekül. 1995 yılında Güney Carolina’da Clemson Üniversitesi’nden John W. Huffman tarafından laboratuvarda sentezlenmiş. Huffman halen piyasada bulunan JWH-073 ve JWH-018 moleküllerini üretmiş ve bunlara kendi adının baş harflerini vermiş. Ancak formül sızıyor. Halen küçük küçük değişikliklerle bu molekülden yeni varyasyonları üretilmeye devam ediliyor. En az 20 varyasyonu var. Testlerinin pahalı olmasının, devlet hastanelerindeki testlerde bazen tespit edilememesinin nedenlerinden biri bu. Hastaların üzerinden çıktığı için tanıyoruz. Başlangıçta ıslak mendilleri andıran içi alümünyumlu satılıyordu. Sıvı olarak üretiliyor. Sonra adaçayı gibi bitkilere emdiriliyor ve bitki formunda satılıyor. Açık sarıya çalan yeşil bir rengi var. Ayrıca daha pütürlü, granüllü bir görünümü var. Avrupa’ya 2004 yılında giriyor. Türkiye ’de de son 4-5 yıldır yaygın şekilde tüketilmekte olduğunu gözlemliyoruz.

‘HOCAM KURTAR BİZİ’
Siz ilk ne zaman duydunuz?
4-5 senesi var. İnsanlar bonzai piyasaya girince, “Esrarın daha keyif vereni” diye düşündüler. Oysa o kadar hızlı bir bağımlılık yapıyor ve fiziksel yıkımı öyle fazla ki. Eskiden bize bu kadar ısrarla, tedavi olmak istiyorum diye gelenler eroin bağımlıları olurdu. Esrar bağımlıları değil. Yıllarca esrar kullanıp tedaviyi aklından bile geçirmeyenler bonzaiye geçtikten sonra “Hocam kurtar bizi” diye gelmeye başladı. Bonzaiden sonra servislerde yatış oranı değişti. Yaşattığı çaresizlik ve hastanın kurtulma motivasyonu açısından esrarla değil ancak eroinle karşılaştırılabilir.
Aslına bakarsanız ne kullanıyorsa kullansın bu bireyin kendi tercihidir. Ama şu bilinsin, bu esrar değil. Tüm bilişsel yetenekler, konsantrasyon ve hafıza üzerinde yıkıcı etkisi var. Ve bu etkiler kullanmaya başladıktan sonra hemen birkaç ay içinde başlıyor. Psikotik etkileri şizofreni dahil olabiliyor. Paranoya başlıyor. Arkadaşları ona tuzak mı kuruyor, ailesi kendisini zehirliyor mu? Ve haliyle bunlar bütün ilişkilerini etkiliyor...

Tedavisinde kullanılan ilaçlar var mı? Bunlar ne kadar etkili?
Bağımlılığın bir ilacı yok. Verdiğimiz ilaçlar sadece bağımlı uyuyamıyorsa uyuması, öfke krizleri geçiriyorsa sakinleşmesi, paranoya düşünceleri varsa bunlarla baş etmesi için verdiğimiz ilaçlar.

YOKSUL BAĞIMLILAR NE YAPSIN?
Tedavide ilk olarak ne yapılmalı? Aslında bunu yoksul aileler ve olmayanlar açısından iki aşamalı sormak gerekiyor belki... Tedavide bağımlının bonzainin temin edildiği, kullanıldığı ortamdan uzaklaşması; kendini müzikle, sanatla, sporla veya herhangi bir şeyle ifade edebileceği bir hayat kurup sürdürmesi etkili deniliyor. Ama eğer bonzainin peynir ekmek gibi satıldığı bir semtte, yoksul bir anne-babaysam ve bonzai bağımlısı bir çocuğum varsa ne yapmalıyım?

Her iki durumda da şu 3 aşama önemli. Bağımlılıkta ilk aşama, durumun farkına varmak. Çünkü bağımlılar bağımlı olduklarını inkar ederler. Birincisi durumun adını koyacak. “Ben bağımlıyım.” İkincisi karar vermek. Şunları yaparsam bırakabilirim. Ve ardından üçüncü aşamada harekete geçmek başlar. Bunlar olmadan bağımlılık tedavisi olmaz. Hastalara hep söyleriz. Bir koltuk değneğiyiz. Ama çok iyi bir koltuk değneğiniz olsa bile eğer sizin yerinizden kalkmaya niyetiniz yoksa işe yaramaz. Bunlar bilinmeyince ailelerin şöyle bir telaşı oluyor. “Doktora götüreyim, çocuğumu yatırsın.” Ama arada o kız var. O bağımlığının tedavisi için karar vermemiş olabilir. Bu durumda ailelere rol düşüyor.

AİLELER BAĞIMLILIĞI ÖDÜLLENDİRİYOR MU?

Nedir ailelere düşen rol? Ne yapacak aile, ne yapmayacak?
Türkiye’de tedavide en büyük engel, ailenin bireyden ‘ayrışamamış’ olması ve bağımlığı ödüllendiren tavır göstermesi. Ailenin telaşı, aşırı desteği, kendini suçlaması ve vicdan azabı.... “Çocuğumu iyi bir okula yollayamadık ondan oldu” gibi. Ayrışamamış, kendini suçlayan hata mı yaptık diyen ailelerde böyle bir sıkıntı oluyor. Özellikleİstanbul ’da ebeveynlerin ciddi sıkıntıları var. “Çocuğa zaman ayıramadık” diye suçluluk duyuyorlar ve bunu çeşitli rüşvetlerle kapatmaya çalışıyorlar. Gelir düzeyi iyi ailelerde etkinlikler, yüzme kursları, baleler vesaire ile. Gelir düzeyi düşük ailelerde ise “Zaten çocuğa pek bir şey veremedik, bari şu yaptığını görmezden geliverelim, aramızı bozmayalım” düşüncesiyle. Bunlar sınırları bozan, sorumluluğu dışsallaştıran, bağımlık riskini artıran davranışlar.
Bonzai bağımlısı eşya satar, o eşya yerine konulur. İşten çıkartılır, cep harçlığı cebine konulur. Bunlar bağımlılığı ödüllendiren tavırlardır. “Biz senin arkanı toplayacağız” mesajıdır. Adam, evli ama ailem deyince hala anne babasını anlatıyor. 30 yaşında ama çocuk gibi ve hala kendi adına karar veremezmiş gibi davranılıyor. Yurt dışındaki meslektaşlarımız tedavide aileyi sürece katmaya çalışıyorlar. Çünkü orada aile kopuk. Biz ise ‘çıkarmaya’ çalışıyoruz. Yurt dışındaki meslektaşlarımız bazen sorarlar bize “ Türk bir hastam var, durum çok karışık” diye.
Bağımlıda muhakeme bozukluğu var mı? Yok. Zeka geriliği var mı? Yok. Madde kullandığı zaman olumsuz etkilerini biliyor mu, sonuçlarını biliyor mu? Biliyor. Bu durumda bağımlılığı yüzünden para kazanamaz hale gelirse bunun sonuçlarını görmeli. Bağımlılıkla ilgili sıkıntıları, eğer siz tolere etmeye devam ederseniz, ödüllendirmiş olursunuz. Ama eğer bağımlı bırakma çabasındaysa, durum tersine döner.

Nasıl tersine döner? O zaman bağımlının deyim yerindeyse ‘başüstünde’ tutulması gerekir. Çünkü bağımlılık çok kuvvetlidir. Tütün en basit bağımlılık, ama adam kanser oluyor ve boğazındaki bir delikten hala sigara içmeye çalışıyor. Tütün altı üstü bu. Kişiyi bağımlılıkla ‘mücadele ederken’ başınızın üstünde taşıyın.

KRİZİ, KRİZ GELMEDEN ÖNCE KONUŞUN

Tedavi sürecinde görülen öfke ve ağlama krizlerinde kişinin yakınları ne yapmalı?

Bahsettiğiniz durumda aile hastaya sorsun. Yalnız kalmaya mı ihtiyacı var, tam aksi mi yoksa konuşmak ve aklını dağıtmak mı ister, üzerine varılmasın mı? Bu soruların standart bir yanıtı yok. Aslında bizim aile ve bağımlı kişilere önerimiz, böyle bir sorun oluşmadan önce buna yönelik bir plan yapmaları ve hazırlıklı olmaları yönünde. Buna ‘kriz planı’ deriz, bu kriz planı, ortada kriz yokken bağımlı kişinin talepleri doğrultusunda oluşturulmalı ve kriz anında devreye sokulmalı. Yoksa kriz karar verme sürecini iyice zorlaştıran bir ortam. Tekrar hatırlatayım, böyle bir krizde ne yapılacağı ne ailenin ne de bizlerin bağımlı kişi adına karar vermememiz, en fazla öneride bulunmamız gerekiyor.

Bağımlı olduğunu kabul etmiş, bunu değiştirmeye karar vermiş ve harekete geçmiş bağımlılar da zaman zaman yeniden madde kullanabiliyor. Bu durumda tedaviden vazgeçmiş mi sayılır? Yakınları ne yapmalı?

Biz buna ‘laps’ (kayma) deriz. Bu durum bağımlılığın bir gerçeğidir. Bağımlılıkta “Bıraktım ve toptan bıraktım” diye bir durum yoktur. İnsanlar zaman zaman şunu görmek istiyorlar: “Bıraktım ama bakayım kontrol edebiliyor muyum?” Veya yoksunluk krizleri artık bitmiş ama maddenin keyif verici etkilerini özleme olabiliyor. Bazı bağımlılar kendisi farkına varamaz, ama riskli davranışlar göstermeye başlar, tekrar eski arkadaşlarla görüşmeye başlar, eski ortamlarına girer ve davranışlarıyla kendi kendine tuzak kurmaya başlar.

Muhit değiştirmek, eski arkadaşlarla görüşmemek etkili mi?

Bir maddeyi denemiş olmakla ilgili bilinen en büyük risk, çevre. Eğer çevrede o madde varsa deniyor çocuklar, bu bir kural değil ama bağımlı olabiliyorlar. Bir de koşullanma etkisi var: Hatırlatan kişiler, yerler ve duygular gibi. Diyelim maddeyi Ahmet ile birlikte kullandınız. ‘Ahmet’i her gördüğünüzde maddeyi hatırlayacaksınız. Bu deneylerle de kanıtlanmış. Eroin bağımlılarına yıllar sonra enjektör gösterildiğinde bile, beyinde madde kullanmayla ilgili bölge aktif hale geçiyor. Ayrıca bağımlının kendisi de o anda bağımlılıkla ilgili duygular yaşadığını söylüyor. Yani ‘Ahmet’ belki çok iyi bir insandır ama sadece sana zararlı. İki arkadaş, birlikte bıraksalar bile bu böyle. ‘Ahmet’in koşullanma etkisi var. Bağımlılıkla oyun oynanmaz, test edilmez. Bu, “Acaba iyileşti mi“ diye görmek için kaynadıktan sonra kırık kolla yeniden duvara yumruk atmak gibi.

Şehir değiştirmek etkili olur mu? Kritik bir durum var. Bağımlı az önce söylediğimiz 3 basamaktan birinde değilse etkili olmaz. “5 kere taşındık orada da içiyor” diyen aileler var. “Evden hiç çıkmıyorum, çıkınca canım isteyebilir” diyen, “Pencereden baksam kullanan birini görürüm” diye pencerelerden uzak bile duran hastalar var.

YATIRMAK, ÇARE Mİ?
Bağımlıyı ‘yatırmak’ peki etkili mi?
Türkiye’de kendi isteği yoksa, ailenin isteğiyle bir kişinin bağımlılık tedavisi için hastaneye yatırılması yasal olarak zaten mümkün değil, bu bir. AMATEM’lerde de insanları zorla tutamazsınız, istedikleri zaman çıkarlar. Ayrıca kişi istemiyorsa zaten tedavi de işe yaramaz. Son zamanlarda bazı özel merkezlerde ailelerin isteğiyle hastaların yatırıldığı oluyor. Ancak yasal olarak hastanın zorla yatırılması mümkün değil. Ayrıca tedavi isteği kırıldığı için aksi sonuç da verebilir.
İstisna olarak kişinin kendine ve etrafına zarar verme durumu vardır ve yatırılması konusunda TCK gereği, mahkeme kararı vardır. Bu durumda da hastayı ‘yatırmama’ şansınız olmaz. Veya bulunduğu ortam çok risklidir, o zaman yatarak tedavi önerilebilir.

Aile gruplarından söz ediliyor? Nedir?
Aile grupları, topluca yapılan bir grup etkinliği. Bakırköy ve Erenköy’deki AMATEM’lerde belli günlerde oluyor. Katılmanın herhangi bir şartı yok sadece önceden kayıt olmanız gerekiyor. Avantajı, ailelerin birbirlerine önerileri olabiliyor. Aile bu durumla baş etmek zorunda olan tek ailenin kendisi olmadığını görüp daha soğukkanlı davranabiliyor. Bağımlılığın tabiatı anlatılıyor ailelere. Örneğin aile utanıyor. Soruluyor “Peki utanıyor ve ne yapıyorsunuz?” Saklamak, tedaviyi geciktirir. Veya aile çok öfkeli. Devlete, polise, medyaya, doktora öfkeli... İşin içinden çıkamıyor ve tedavi gecikiyor. Ailedeki duyguların bağımlılık üzerindeki etkileri var ve bu bazen kısırdöngüye yol açabiliyor. Ve aile gruplarına herkes katılabilir, gelenlere sen kimsin, nesisin diye sorulmuyor, önemi de yok çünkü.

Bonzai bağımlılığında ortaya çıkan şizofreni, paranoya, kişilik değişimi; bonzainin beyinde, hafızada yarattığı hasarlar tedaviyle birlikte geçer mi veya hafifler mi? Yoksa bunlar kalıcı etkiler mi? Hem bellek ve konsantrasyonla ilgili (bilişsel) etkileri hem de şizofreni benzeri (psikotik) etkilerinin tam anlamıyla geri dönüşümlü olup olamayacağı, bazı olasılıklara bağlı. Bağımlılık süresi kısaysa, şiddeti (madde kullanım miktarı) düşük ve belki en önemlisi kişinin yaşı gençse geri dönüşlü oluyor. Tedavi ile ne olursa olsun bu parametrelerde bir iyileşme olacaktır ama tam düzelme için bu faktörlere göre bir prediksiyon (tahmin) yapabiliyoruz.
Sokaklarda genel olarak "bonzai" olarak adlandırılan uyuşturucu gerçekte Sentetik Cannabinoid ismi altındaki birçok maddeden oluşmaktadır. Tamamen kimyasal olan bu maddeler bazı bitkilerin kurutulmuş yapraklarına emdirilerek yapılmaktadır. Bonzai ile ilgili bilmedikleriniz ve tüm detaylar haberimizin devamında. Haberin Devamı Sentetik Kannobionidler etkilerini tespit etmek için insan ve hayvanlar üzerine deney yapılmadan piyasaya sürülmektedir. Tamamına yakınının insanlar üzerindeki etkisi bilinmeden kullanımı artmıştır. Bu maddeler esrar etkisi vermesi sebebi ile sentetik esrar olarak kullanım alanı bulmaktadır.  Dünya genelinde Spice silver, spice gold,spice diamond, Spice Arctic Synergy, Spice Tropiccl Synergy, Spice Egypt, Yucatan Fire, Smoke, Sence, ChillX, Highdi’s Almdröhner, Earth Impact, Gorillaz, Skunk, Genie, Galaxy Gold, Space Truckin, Solar Flare, Moon Rocks, Blue Lotus, Aroma, Scope gibi bir çok farklı isim ve ambalaj adı altına satılmıştır.  Avrupa genelinde Spice olarak adlandırılmakla birlikte satışının "Plant food" "not for human use" şeklindeki ibareler bulunan paketlerde  satışa sunulmuştur. Başka bir  "herbal incense" veya "herbal product" olarak da piyasaya sürülmüştür. Kimyasal olan bu maddenin zehirleyici özellikleri sebebi ile insan sağlığına verdiği zararlarının Herbal ürün olarak adlandırarak sağlığa zararlı olmadığı algısı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Sentetik Kannabinoid (Bonzai) Bonzai olarak adlandırmakta olduğumuz yeni nesil bu uyarıcı madde genel olarak uluslararası polisiye literatürde ‘’ spice’’ adı altında tanımlandırılmaktadır. Ülkemizde kullanımın hızla artmakta olduğu bu uyarıcı madde üretiminde sıklıkla kullanılan bonzai ağacının yaprakları sebebi ile bonzai adını almıştır. En önemli husus burada kurutulan madde olarak herhangi bir başka bitkinin yapraklarının da kullanılabiliyor olmasıdır. 07.01.2011 tarihli ve 2011/1310 sayılı B.K.K. (13 Şubat 2011 tarih ve 27845 sayılı Resmi Gazete) Tarihli BKK kararınca uyuşturucuların murakebesi kanunundaki uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin listesine ekleninceye kadar yoğun bir kullanım alanı bulmuştur. Bahse konu B.K.K da 2. Maddede adı geçen maddeler şunlardır;  Sentetik kannabinoidlerden:  a) JWH-018 b) CP 47,497 c) JWH-073 ç) HU-210 d) JWH-200 e) JWH-250 f) JWH-398 g) JWH-081 ğ) JWH-073 methyl derivate h) JWH-015 ı) JWH-122 i) JWH-203 j) JWH-210 k) JWH-019 Karar kapsamında suç teşkil eden maddelerin Esrar ın etkin maddesi olan THC ye benzer etkilere sahip olması sebebiyle kuru otlara emdirilmek suretiyle esrar görünümü kazandırmaktadır.  Çok az miktarlardaki etken maddeden yüksek miktarlarda üretim yapılabilmesi maddenin polisiye manada mücadelesinde hem zorluğuna hem de önemini ortaya koymaktadır. Genel olarak çin menşei olarak ortaya çıktığı söylese de herhangi bir yerde üretiminin kolay mümkün olduğu bilinmektedir.  Spice adı altında internette online satış sitelerinden 2006 yılından itibaren satışında artış görülmesi ile dikkat çekmiş ve tahminen bu ivmesi 2004 yılına kadar gittiği düşünülmektedir. Zengin aromalı Egzotik tütsü, insan kullanımı için değildir şeklindeki ibarelerin aksine yoğun olarak dumanı çekilerek kullanılan ve esrara benzer etkiler yaratan bir maddedir.  Spice silver, spice gold,spice diamond, Spice Arctic Synergy, Spice Tropiccl Synergy, Spice Egypt, Yucatan Fire, Smoke, Sence, ChillX, Highdi’s Almdröhner, Earth Impact, Gorillaz, Skunk, Genie, Galaxy Gold, Space Truckin, Solar Flare, Moon Rocks, Blue Lotus, Aroma, Scope gibi bir çok farklı isim ve ambalaj adı altına satılmaktadır. İsveç REİTOX ulusal ofisinin 2007 yılında 10 gram civarındaki ufak yakalama ile yayınladığı rapor ile resmi olarak bu ürünlerin takibi hususunda erken uyarı sistemi 2008 yılında başlamıştır.  2008 yılı boyunca Alman ve Avusturya makamları tarafından Spice ın içeriğini tespite yönelik adli tahkikat yürütmüşlerdir. 19 Aralık 2008 tarihinde Avusturya NFP resmi olarak Avusturya  AGES PharmMed isimli kurumu eliyle yürütülen çalışmalar sonucunda JWH-018 (Naphthalen-1-yl-(1-pentylindol-3-yl)methanone) ( genel kimyasal adı 1-Pentyl-3-(1-naphthoyl)indole) maddesinin psikoaktif CB reseptörlerini içerdiğini bildirmiştir. Bu içerik son olarak Spice Gold, Silver and Diamond isim altında bulunan ürünler içerisinde tespit edilmiştir.  Bu psikoaktif maddelerin Avusturya ve Almanya da ki bazı medikal veya kimya şirketleri tarafından üretildiği tespit edilmiştir.  Avusturya nın resmi açıklamasından birkaç gün önce açıklama yapan Alman NFP JWH-018 i rapor etmiştir. Jwh- 018 maddesi naphthoylindole dir ve aminoalkylindole ailesinden bir maddedir.  Kimyasal şekli esasen tetrahidorkarbon (THC)  ile benzer özellikler göstermektedir. Ve bu madde 1995 yılında yapılan bir sentez sonucunda ilk kez bulunmuştur.  JWH–018 İngiltere; Slovakya Finlandiya ve İrlanda da rapor edilmiştir.  Almanya da THC- Pharm ürünleri içerisinde JWH-018 tespit edilerek Alman NFP tarafından rapor edilmiştir.  JWH- 018 ilk olarak 1995 yılında deneyler sırasında sentez edilmiştir. Amino alkaline iodin ailesinden naphthoylindole dir.  Yapısal olarak Δ9-tetrahydrocannabinol (THC) kimyasal yapısında farklılıklar bulundurmaktadır. Fakat hayvanlar üzerinde benzer etkileri olduğu hatta daha etkili olduğu analitik detaylarda ortaya çıkmıştır. 20 haziran 2009 yılında Alman NFP EMCDDA ı sentetik kannobionid olan CP 47,497 (2-[(1R,3S)-3-Hydroxycyclohexyl]-5-(2-methyloctan-2-yl)phenol) Freiburg üniversitesi ve Alman federal polis teşkilatının tanımlandığı hususunda bilgilendirmiştir. Sentetik kannobionidlerin CB reseptörlerinin THC ile çok benzer özelliklerinin ve etkilerinin olduğu belirtilmiştir.  Avrupa dışında 2009 yılında Amerika DEA tarafından sentetik kannobionid olan HU-210 —(6aR,10aR)-9-(Hydroxymethyl)-6,6-dimethyl-3-(2-methyloctan-2-yl)-6a,7,10,10a-tetrahydrobenzo[c]chromen-1-ol maddesi rapor edilmiştir. Birleşik Devletler Gümrük İdaresi tarafından küçük ama önemli oranlarda Temmuz 2009 da yakalamalar yapmıştır. Birleşik krallıkta yapılan üç SPİCE ürününde etken maddesi olarak rapor edilmiştir.  Danimarka ve Hollanda da yapılan yakalamalar ile JWH ailesinin JWH-018 in düşük alkalin homologu olan JWH- 073 tespit edilerek rapor edilmiştir.  JWH -018 e benzer olarak CB1 ve CB2 reseptörleri içermesi sebebi ile bu reseptörlerin THC ye yakın etkilerinin olmasına neden olur.  Her iki yakalamalarda ilk olarak bahse konu olan madde Spice olarak adlandırılan ürün formunda yakalanmamış toz formunda iken yakalanmıştır. Finlandiya ve Almanya da akabinde spice tarzı ürünlerde etken madde olarak tespit edilmiştir.  ÖZETLE KİMYASAL YAPILARI VE İLGİLİ GEÇMİŞİ Genel olarak teknik kimyasal bilgiler çerçevesinde bir açıklaması olsa da özetle esrar maddesinde insan biyolojik yapısını uyaran CB reseptörleri bulunan ve değişik farmakolojik amaçlar çerçevesinde yapılan araştırmalarda tespit edilen etken maddelerdir. Kannobionidlerin yarattığı etkilere benzer etkilere sahip olması sebebi ile sentetik kannobionidler olarak adlandırılmaktadırlar.  Sentetik kannobionidler Δ 9-tetrahydrocannabinol (THC) olan esrarın etken maddesi ile kimyasal olarak benzer bir yapısal özellik gösteren esrarla benzer etkileri olan bir maddedir.  THC ye benzer özellikleri olan reseptörleri beyin ve diğer organlara tesir etmektedir. Farmakolojik deneyler ile geçmiş 40 yıl içerisinde gelişme göstermiştir.  her ne kadar ki istenmeyen psikoaktif etkileri mevcuttur.  Temel iki kannabinoid reseptörü ( CB) 1980 li yıllarda bulunmuştur. CB1 genel olarak merkezi sinir sisteminde görülmektedir. CB2  reseptörü ise bağışıklık sistemi ile bağlantılıdır. Anandamine isimli etken madde ise 1992 li yıllarda bulunmuştur.  THC olarak belirtilen doğal ürüne benzer özellikleri olan kannabinoid reseptörler 4 ana bölümde incelenmektedir. THC nin analogları klasik kannobionidler olarak adlandırılan ve sade dibenzopran halkalarına sahip olan gruptur. HU-210  isminin kaynağını Hebrew Universitesinde icad olması nedeniyle başharfilerinde almıştır. THC nin analogları oaln ve kasik kannobionidler olarak adlandırılan DİBENZOPYRAN halkalarına sahiptirler. nabilone ve dronabinol ve bir çok benzeri bulunmaktadır. bunlardan ikisi kemoterapi sonrası mide bulantısını engellemek amaçlı kullanılmaktadır. 970 li yıllarda pfizer isimli alman ilaç firması cyclohexylphenol ( CP) serisini geliştirmiştir. Bu kimyasal literatürde klasik olmayan kannabinoidler olarak adlandırılan ürünleri elde edilmesini oluşturmuştur. 1990 lı yıllarda daha sonra üreticisi tarafından JWH birleşimleri olarak adlandırılacak olan naphthoylindoles, naphthylmethylindoles, naphthoylpyrroles, naphthylmethylindenes and phenylacetylindoles gibi bir çok serinin üretimi ABD de gerçekleştirilmiştir. Naptiloylinindoles e örnek olarak JWH-015 ve onun n-pentil homologu JWH- 018 ; JWH-018 in alkali homologu JWH-073 u belirtebiliriz.  Fenilasetindiole örnek olarak JWH-250 ise Almanya da tespit edilmiştir. Muhtemel olarak oleamide gibi birkaç yağ asidi içeren muhtelif ürünler diğer bir sınıfı oluşturmaktadır. Anandamide ile ortak yapısal özelliği olan oleamide in kannabinoid reseptörü içerdiği kesin değildir. Genel olarak plastik atıklarında bulunmaktadır.Spice ürünlerinin yakalanmaları sonrasında yapılan testler ile zaman içerisinde birçok etken madde tanımlanarak rapor edilmiştir. Bu ürünlerin satışlarının genel olarak internet üzerinden yapıldığı görülmektedir. Bu sitelerin ana dili kaynak ülke konusunda fikir verebilen bir olgudur.  Avusturya, Almanya, Macaristan, İrlanda, Lüksemburg, Lituanya,  Letonya, Portekiz ve birleşik krallık ta büyük veya küçük marketlerde satıldığı, Lituanya da seks shoplarda satıldığı Lüksemburg da ise benzin istasyonlarında bile satışının tespit edildiği bildirilmiştir. KULLANIM ALANLARI VE KULLANICI TÜRLERİ Genel olarak esrar kullanıcıları tarafından daha uzun etkisi ve legal olarak uzun süre satılmasından dolayı kullanılmıştır.  Özellikle Almanya daki kullanıcıların bir kısmının legal biogenic maddelere merakı olan şahıslardan olduğu tespit edilmiştir.  His ve duyu peşinde koşanların ve deneme amaçlı kullanıcı profili de bulunmaktadır. Spice ve Spice benzeri ürünlerin içeriği olan etken sentetik kannobionidlerin Avrupa ülkelerinde 2009 yılında ilk olara Avusturya ve Almanya olmak üzere yasaklanmaya ve kontrol altında alınmaya başladığı görülmektedir.  Leonotis leonurus ve Nymphaea caerulea isimli bitkilerde aynı kanuni düzenlemeler ile kanun kapsamında alındığı görülmüştür. Leonotis leonurus Afrika aslan kulağı ve aslan kuyruğu gibi isimler ile tanınan ve Afrika da sarhoşluk vermesi sebebi ile kullanılan bir bitkidir.  ve Nymphaea caerulea Nymphaea caerulea, ayrıca Mısır mavisi zambak veya "Kutsal Mavi Lotus," mavi bir su zambağı Nil nehri boyunca ve diğer ülkelerde (örneğin Tayland) boyunca meydana cinsinin Nympaea (nilüfer), denir. Psikoaktif özellikleri olan başka bir bitkidir.  Sentetik kannobionidlerin ticaretini yapan suç örgütlerinin bu etken maddeleri emdirme suretiyle uyarıcı veya yatıştırıcı özelliği olan güney Amerika ve Afrika halkları tarafından kullanılan bu iki bitkiye benzer birçok bitkiyi kullandıkları bilinmektedir. Spice isimli ürünlerin ticaretini yapanlar maddeleri bu sebeble gıda takviyesi olarak da piyasa sürmektedirler.  Ülkelerin yasal düzenlemeleri sırasında kanun kapsamında aldıkları ürünlerden biri de ticari adı CESAMET olarak bilinen maddedir. JAPONCA’DA BONSAİ Bonsai, özel tekniklerle ağaçların saksılar içinde budanarak ve bodurlaştırarak büyütülmesi sanatıdır. Japonca olan bu sözcük, tepsi (tabak) anlamına gelen "bon" ve bitki anlamına gelen "sai" sözcüklerinden türetilmiştir. Saksıdaki ağaç veya bitki anlamına gelir. Bonsai sanatı Japonya’ya 7-9. yüzyıllarda Çin’den gelmiştir. Çin’de Penjing adı verilen ağaç minyatürleştirme sanatının binlerce yıllık geçmişi vardır. Yalnız penjing’in bir farkı vardır. Penjing’de bir tek saksıda bir ağaç değil, örneğin birkaç minyatür ağacın gölgesinde oturan bir köylü tasvir edilmekteydi. Bonsai, yaşayan ağaçlara duyulan saygıyı ve bu ağaçların yaşamasını konu alan bir sanattır. Bonsailer minyatür olmalarına rağmen çevremizde gördüğümüz ağaçlardan hiçbir farkları yoktur. Özenle seçilen ağaç dalları, budanarak ve ilgiyle yetiştirilerek minyatür ağaç görünümü kazanır. En güzel bonsailer sığ ve yayvan saksılarda yetiştirilenlerdir. Değişik şekillerde bonsailer bulunmaktadır: süpürge şeklinde - şelale şeklinde - rüzgara açık şekildedir. Japonların doğaya olan tutkuları yaşamlarına da yansımış ve yıllar geçtikçe bahçeciliğe verilen önem artmıştır. Bonsailerde bu kültürün bir parçasını oluşturmaktadır ve büyük şehirlerde insanların doğaya olan özlemlerini minyatür olarak karşılamaktadırlar. Genellikle bonsailerin iklime ayak uydurmaları çok zordur. Bundan dolayı bonsailerin yetiştirilmesi özel bir ilgi gerektirmektedir, yetiştirilirken ağacın doğal özelliğine toprağın nemliliğine, seçilen saksının özelliklerine, ışık ve doğal koşullara çok dikkat edilmelidir. Bu koşullar sağlandığında ufak balkonlu bir ev bonsai koleksiyonu için yeterlidir. Aslında ağırlıklı olarak dış mekân ağaç ve çalı türlerinden bonsai yapılsa da çokça bilinen ev bitkilerinden de bonsai yapılmaktadır. Bunlardan Ficus en popülerlerindendir. Açelya, şefleradan da bonsai yapılmaktadır. En ufak bonsailere verilen isim mame (fasulye) dir. En popüler bonsailer ise yaklaşık boyları 15 cm kadar olanlardır. Bonsai yetiştirmek biraz bahçecilik bilgisi ve sabır gerektirir. Bonsai yapmak isteyenlerin en çok yaptığı hata bonsai adayı ağaç, çalı veya bitki türünü hemen dar ve sığ bir kaba alınarak yapılmaktadır. Bu istenilen sonuca ulaşamama hatta bitkinin ölümüne sebep olmaktadır. Bonsainin istenilen forma ulaşıncaya kadar mümkün olan en bol topraklı bir yerde veya mümkün olan en büyük saksılarda serbest ve hızlı büyüme sağlanmalıdır. Düzenli olarak sulaması ve gübrelemesi yapılmalıdır. Ancak bu şekilde istenilen sonuca hızla ulaşılır. Eğer doğadan bir bonsai adayı bulabilirseniz yıllarla ifade edilebilecek bir zaman tasarrufu sağlamış olursunuz. Doğadan bulunan bonsaiye Yamadori denmektedir. İyi bir bakımla 3 sene gibi bir zamanda dal ve kök terbiyesiyle istediğiniz forma sokabilirsiniz. Özgün özelliklere sahip bonsailer çok yüksek fiyatlara alıcı bulabilmektedir.

2 yorum:

Yorumunuz Yayınlanmıştır